2015 itibariyle 25 yaşında olan yönetmen Xavier Dolan’ın sonuncu ve Cannes’da “jüri ödülü”ne layık görülen hem yazıp hem yönettiği filmi Mommy, dul bir anne ile saldırgan ve asosyal oğlunun komşuları kekeme bir kadınla olan ilişkilerini anlatıyor. Film, iki istisna dışında sürekli olarak 1:1 boyutunda çekilmiş. Yani alışılmışın dışında, beyazperdede film küçük bir karenin içinde oynuyor. Bunun yanında Mommy’de birçok anda ağır çekim kullanılmış. Hiç kuşkusuz Dolan’ın bu teknikleri kullanması belli bir amaca hizmet ediyor. Ancak teknikten önce içeriğe odaklanmak, sahne boyutunun neden 1:1 seçildiğini ve ağır çekimin sık kullanımını anlamlandırmak açısından daha mantıklı olacaktır.
Mommy, kurgusal bir Kanada’da geçiyor. Kurgusal olmasının nedeni, gerçekte olmayan bir yasanın filmde varmış gibi gösterilmesi. Bu yasa gereği, aileler kendilerini tehlike altında hissederlerse çocuklarını bir hastaneye bırakabiliyor. Filmin başında bu kurgusal yasanın gösterilmesi aslında bir nevi foreshadowing (önceden ima etme, önseme) teşkil ediyor.
Diane, yıllar önce kocasını kaybetmiş, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğundan muzdarip oğlu da ıslahevinde bulunan yalnız bir kadındır. Geçimini bir gazetede köşe yazarak sağlar. Giyimine bakıldığında bir striptiz kulübünde çalıştığı düşünülebilecek olsa da kadınlığını sadece yazmakta olduğu köşeyi elinde tutmak için patronuna karşı kullanmıştır. Her şeye rağmen istikrarlı ve nispeten sakin bir hayat sürmektedir. Hayatındaki bu istikrar ve sakinlik, oğlunun ıslahevinde yangın çıkarıp iki kişinin yüzünün yanmasına sebep olduğu için ıslahevinden atılmasıyla sona erer. Artık anne-oğul tekrar beraber yaşamaya başlamışlardır.
Steve, DEHB rahatsızlığına sahip 15 yaşında bir gençtir. Sosyal ilişki kurmadaki başarısızlığı onu annesiyle baş başa bir yaşama iter ve Diane oğlunun hem annesi hem de tek arkadaşı olur. Ancak Steve annesini, hastalığı gereği elinde olmayarak, hem maddi ham de manevi olarak büyük sıkıntıya sokar. Neden olduğu tüm manevi problemlere rağmen Diane onu sevmekten ve onunla ilgilenmekten hiçbir zaman vazgeçmez. Ama sıkıntının maddiyat tarafı, dünyanın içinde bulunduğu ekonomik düzen yüzünden Diane’i mecburen bazı kararlar almaya itecektir.
Kyla ise Diane’in karşı evinde oturan, evli ve çocuklu bir kadındır. Filmin ilk bölümünde Kyla’yı gördüğümüz sahnelerde Kyla hiç konuşmaz. Bu sessizlik Kyla’ya, dolayısıyla filme gizemli bir hava katmaktadır. Filmin ilerleyen bölümlerinde Kyla, Steve ve Diana ile tanışır ve bu tanışma Kyla hakkındaki gizleri ortadan kaldırır. Öğretmen olan Kyla, Steve’in derslerine yardımcı olma bahanesiyle sürekli Steve ve Diana ile vakit geçirmeye başlar. Bu durum üçlü arasında oldukça sıcak ve yoğun bir yakınlaşma yaratacaktır.
Mommy’nin elde ettiği başarının en büyük nedenlerinden biri, oyuncuları derinlemesine incelemesindeki başarısıdır. Üç ana karaktere de ayrı ayrı oldukça zengin bir şekilde eğilmiştir ki, bu zengin eğilim filmin çekiminde 1:1’lik boyutun seçilmesinin nedenini açıklar. Kamera genellikle oyuncuları bir portre gibi gösterir. Oyuncuları 1:1’lik bir kare içinden izlemek bakış açısını sınırlar ve sadece ama sadece oyunculara odaklar. Çevredeki eşyalar ya da insanlar önemsizdir. 1:1’lik çekimin bütün amaçları oyunculara daha iyi odaklanmakla tükenmez. Bunun yanında bir diğer amaç da üç karakterin yaşamlarının “sıkıntı” içinde olmasıdır. Karakterler bazı istisna anlar dışında sürekli mutsuzdurlar. Filmi küçük bir kareden izlemek karakterlerin sıkıntısını izleyiciye de yansıtır. Bu teknik özellik filmin 139 dakika olduğu da göz önünde bulundurulduğunda izleyiciye zor bir seyir deneyimi yaşatır ki bu da yönetmen tarafından amaçlanan bir unsurdur.
Bazı insanlara göre hayatın temelinde mutsuzluk yatar. Mutluluk, sadece bir yanılsamadır. Hayatın içinde ara sıra yaşanılan mutlu anlar sonludur ve kısa zaman periyotları halinde var olurlar. Mutlu an bittiği an hayat yine eski, yani temel haline döner ve mutsuzluk tekrar yaşama hâkim olur. Mommy, bu durumu kullandığı teknikle çok güzel bir şekilde anlatmış. Filmde 1:1’lik çekimin alışık olduğumuz 16:9’a döndüğü iki sahne var. Bu iki sahnenin ortak özelliği ikisinin de mutlu anları anlatıyor oluşu. Ancak yine bu iki sahne de uzun sürmez. Bir tanesi üç karakterin mutlu bir anlarını, ikincisi de Diane’nin Steve hakkında kurduğu mutlu bir hayali anlatır. Ancak sahneler bittiği an sahne 16:9’dan 1:1’e küçülür ve mutsuz ve huzursuz yaşamları kaldığı yerden devam eder.
Yazının başında bahsedilen ağır çekimler de üç ana karakterin arasındaki ilişkinin yoğunluğunu daha iyi anlatmak için kullanılmıştır. Filmde Steve, Diane ve Kyla hayatlarının en güzel anlarını beraber yaşamaktadırlar ve yönetmen bu anları sık sık yavaşlatarak izleyicinin bu anların yoğunluğunu daha iyi görmesini sağlamıştır. Ağır çekimlere eklenen yakın çekimler de bu durumu pekiştirmektedir.
Mommy, oyunculuk performanslarından yönetmenliğine, kullanılan müziklerden senaryosuna gerçekten çok başarılı bir yapım. Film, yaşı 25 olan yönetmen Xavier Dolan’ın gelecekte yakalayacağı başarı konusunda da büyük umutlar yaratıyor. En nihayetinde Mommy, mutsuz insanların birbirlerine tutunarak geçici de olsa ne kadar mutlu olabileceklerini gösteren unutulmayacak bir eser.
Yorumlar
Yorum Gönder