Yakıcı Sır, Yazan: Stefan Zweig

 


Oedipus kompleksinin kitaplaştırılmış hali. İnanılmaz bir gerilim var metinde. Bu gerilim Zweig'ın derininde yatan arzuları ve fetişleri açığa çıkarıyor. Bunları anlamak için hikayedeki karakterlerin kimleri temsil ettiğini belirlemek lazım. Bir kere çocuk kesinlikle Zweig'ın kendisi. Bu çok kişisel bir hikaye ama erkeklikle ilgili olduğu için evrensel. Yani hikayedeki çocuk ilişki içi erkekleri temsil ediyor. Anne de ilişki içi kadınları temsil ediyor sevgili veya eş gibi. Baron ise ilişki dışı erkekleri. Baba Tanrı'yı temsil ediyor ama mistik anlamda değil de ahlak anlamında. Yani dünyevi bir ahlak burada babanın temsil ettiği rol.

Çocuk annesini elde etmeye çalışan Baron'a büyük bir hayranlık duyuyor. Bu hayranlık önemli. Burada bir gerçek erkek ve yetersiz erkek ayrımı var. Zweig'in çocuk maskesinin arkasına sakladığı aslında yetersiz erkek. Yetersiz erkek karısını/sevgilisini yeterli/güçlü erkekten kıskanıyor. Bu kıskançlığın yanında o erkeğe hayranlık da duyuyor. Çocuk metinde birçok kez aşağılandığını, "kendisine bir çocuk gibi davranıldığını" söylüyor. Aslında Zweig'in zaman zaman kaleminden kaçırdığı kelimelere dikkat ederek yetersiz erkekliğin hikayede saklandığı çocuk maskesi düşebilir. Hikayeye bu formülle bakıldığında her şey bir makine gibi işliyor çünkü.

Burada cinsel bir takıntı durumuyla da karşı karşıyayız. Çocuk annesiyle Baron'u sürekli izliyor. Onların bir arada olmasını engellemeye çalışıyor. Ancak bir yandan da bu durumdan Zweig'in deyişiyle "şeytani bir haz" duyuyor. Bu hikayede bir erkeğin sevgilisini/karısını başka bir erkekle görmekten duyduğu hazla mazoşist yönelimine tatmin sağlaması çok net bir şekilde görülüyor. Zweig'in içindeki cinsel fetişler ve tutku bir çocuğun annesiyle bir adam arasındaki aşkı anlamaması olayının arkasına saklanmış sadece.

Bir de hikayedeki çocuğun babasını parçalaması var. Çocuk başlarda babasını, annesi ve Baron'u frenleyici bir şekilde kullanıyor. Babasından bahsederek suçlu ikiliyi ahlak mahkemesinde yargılıyor. Her şey sona erip hikayenin sonunda çocuk babayla karşılaştığında ise çocuk annesini babasına şikayet etmiyor. Çünkü çocuğun istediği her şeyin babasının (ahlakın) isteğine göre gitmesi değil annesinin çocukla ilgilenmesi. Bunu elde ettiği anda da babasını bir silah olarak kullanmaktan vazgeçmekle kalmayıp onu yok sayıyor. Burada Zweig'in babasıyla çok uzak ve soğuk bir ilişkisi olduğu sonucu çıkıyor.

Hikayenin sonunda annesi çocuğu öpüyor ve çocuk hikayede bahsedilen sırra yaklaşmış hissediyor. Burada çok açık bir şekilde çocuğun annesi üzerinden cinsel hisleri ilk defa yaşadığını söylüyor Zweig.

Sonuç olarak hikayede Oedipus kompleksinin ileri bir versiyonu var. Oedipus Kompleksinde erkek çocuk annesine karşı cinsel hisler besler ve babasını kıskanır, onu öldürmek ister. Yakıcı Sır'da ise Zweig babasını yok ediyor, ondan o kadar nefret ediyor ki babası olmayan başka bir erkek yaratıp annesini ona kendi elleriyle sunuyor ve kendi yetersizliği/çocukluğu annesine sahip olmasına yetmediği için yeterli/güçlü bir erkek figürüyle dolaylı olarak annesine sahip oluyor. Bu nedenle de durum ne kadar aşağılayıcı olursa olsun bundan "şeytani bir haz" duyuyor.

Yorumlar