Bugün kadın erkek ilişkilerine dair birçok görüşün temelini teşkil eden bir kitap. Özellikle ekşisözlük vs platformlarda "kadınların kötü erkekleri tercih etmesi" konulu başlıkları felsefi açıdan ele alan ve bugün bu konuya verilen cevapların temelini oluşturan bir metin.
Bunun dışında aşkın bireysel bir his olmadığını insan türünün yeni bireyler meydana getirmek için bireye hissettirdiği bir his olduğunu, aşkın kazanımında ya da kaybında tarifi mümkün olmayan zevkler ya da acılar yaşamanın da insan türünün hissedebileceği yoğunluktaki hislerin bireye ağır gelmesi nedeniyle olduğunu ve bu nedenle aşıkların zaman zaman bu yükü taşıyamamaları sebebiyle hayatlarına son verdiklerini belirtiyor Schopenhauer.
Aşkı doğanın insanı aldatması olarak tanımlıyor. Doğanın insanın birincil özelliklerinden olan bencilliği kullanarak, bir bireyin güzel ya da yakışıklı birini elde etmenin o bireyin yaşayacağı hazzı arttıracağını düşündüğünden tercih ettiğini ancak aslında bireysel hazza hizmet etmediğini türün en iyi şekilde üreyerek mümkün olan en üstün bireyleri üretmenin asıl amaç olduğunu, bu gerçeğin ise aşkın doyurulduğu ya da yeni bir bireyin meydana getirilmesinden sonra ortaya çıktığını ve aşıkların eskisi gibi birbirlerine aşk hissetmediklerini belirtiyor.
Kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Edebiyata, şiire, sinemaya bu kadar konu olan aşk temasının felsefede bu denli az incelenmesi gerçekten doldurulması gerekilen bir boşluk.
Yorumlar
Yorum Gönder