Doğu Yolculuğu, Yazan: Hermann Hesse

 


Bu kitap bana en çok gençlikle yaşlılığın çarpışması hakkında gibi geldi. Bunun yanında birçok yan tema da var. Gerçekten çok yoğun bir metin.

Öncelikle görünen en basit tema: Yolculuk. Bu yolculuk bir Cemiyet’in çatısı altında gerçekleştiriliyor ve istikamet Doğu. Bu noktada ağır bir şarkiyatçılık hissediliyor. Kitaptaki ana karakter H.H.’nin yolculuğa Doğulu prenses Fatma’yı bulmak için çıkmasının yanı sıra Hesse’nin açık bir şekilde bizim yolculuğumuzdaki Doğu coğrafi bir mekan değil, o ruhumuzun gittiği istikamettir anlamına gelen bir açıklama yapması da şarkiyatçılığın tezahürleridir.

Gençlik ve yaşlılığın çarpışması, yaşlılığın gençlik tarafından yargılanması, sona ermek üzere olan bir hayatın kendini yargılaması (ki kitapta H.H.’nin yargılanmasında kendisinden “özdavacı” yani kendi kendisine dava açan kişi olarak söz ediliyor) temaları kitabı Dostoyevski’nin Öteki öyküsündeki ya da Stevenson’un Dr. Jekyll ve Bay Hyde öyküsündekinden ziyade Bergman’ın Yaban Çilekleri filmindeki gibi bir yargılamanın konu edildiğini görüyoruz. Bu tarzdaki bir doppelganger örneği ise Borges’in 25 Ağustos 1983 öyküsünde vardır. Son iki örnekte gençlik yaşlılığı acımasızca yargılar. Yaşlılık her türlü karara ve cezaya razıdır.

Gençlik umut doludur. Yaşlılık ise bu umutların ölümlerine şahit olmaktır. Bir bakıma hayaller gerçekleri yargılamaktadır. Yaşanmışlıklar beklentilerle çarpışır ve hayalkırıklıkları elde edilir. Bunlar bu tür bir yargılamanın dayanaklarıdır.

Kitapta H.H.’nin gençliğindeki saf inancının, başına gelenler sonucu nasıl onu terk ettiği ve yılların bu terk edilmişliğin pençesinde nasıl geçtiği anlatılır.

Yorumlar